Şaşalı bir cümle gibi görünse de aslında sadece iki kelimenin bir araya getirildiği basit bir teorem değil bu.. Ciddi manada üzerinde düşünülmesi gereken, sorular sorarak cevabı bulmaya yönlendiren bir olgu.. Neden zenginliktir kadın? Oysa asırlardır Hz.Adem’e elmayı yedirdiği düşünülen canlıydı kadın.. yüzyıllar boyunca yaşama hakkı tanınmayan, islamdan önce diri diri toprağa gömülen canlıydı kadın..
Cadı olduğuna inanılarak yakılan bir varlık, tüm eksikliklerin sebebi olan insandı kadın..
Ne oldu da zenginlik tabirine yakıştırıldı?
Karanlığın en zifiri olduğu ve güneşin doğuşuna en yakın olan o andan aydınlığa göz açılan o ana kadar kadın hep hor görüldü.. Köleleştirildi, yeri geldi satıldı.. Ancak öyle bir güneş doğdu ki kadını ayaklar altından alıp omuzlar üzerinde taşıdı. Ayaklarının altına cennet-i Ala serilip “Babasının Süsü” anlamına gelen isimlerle taçlandırıldı..
Önce evlat oldu kadın.. Her evlat gibi değil. Daha içli, daha sahiplenici oldu. Duygularını daha yoğun gösterdi.. Ardından abla oldu. Annelik görevini küçük yaşta üstlendi.. Ailesini onurlandırdı. Yeri geldi eş oldu. Toplumun temel taşını inşa etti. Yuvayı yapan dişi kuş oldu. Fedakarlıklarıyla destanlaştı.. Savaşlar oldu mermi taşıdı.. Yemek yaptı, ilaç oldu yaralara.. Günü geldi anne oldu.. Peygamberler doğurdu.. Fatihler yetiştirdi.. İstanbula umut oldu.. Vatana evlat verdi, toprağa şehit dikti..
İslamiyetin ilk yıllarında en ön safta savaşanda kadındı.. Resulullah’ın “Ne yöne baksam Nesibe’nin kılıcı parlıyordu” sözünün şerefine mazhar olanda.. Hz. Aişe gibi birçok sahih hadisin bu güne gelmesine vesile olanda kadındı.. Kadındı en zor şartlarda taşı aş yapmasını bilen.. Annelik duygusu kendisine atfedilen.. Kadındı bolluğun, bereketin ilk adresi.. Yine kadın oldu adamı vezirde rezilde eden..
Veda hutbesinde kadınlar sizlere Allahın emanetidir diye seslenen bir peygamberin ümmetiyiz.. Kadınları erkeklere Allahın emanetiyle bırakan bir dine tabiyiz.. Kadın nasıl değersiz olabilir ki bu sözden sonra.. Bugün islam adına yapılan karalama kampanyalarından sonra araştırılmadan, okunmadan, benimsenmeden islama atılan iftiralarda kadının bir meta haline getirilip, eve hapsedilip, birden fazla kişiyle evlenme hakkının erkeğe tanındığı beyinlere empoze edenler tıpkı cahiliye devrinde olduğu gibi yine kadınları bir obje olarak gören, kullanan ve ne yazıkki tüm mahremiyetini ifşa etme çabası içinde olan insanlardır. İngiltere kraliçesi özel ve değerli olduğu için sıradan hiçkimse ile tokalaşmazken ve bu insanlara gayet mantıklı gelirken, İslamiyete göre en üst seviyelere taşınıp cennet ayaklarının altına serilen kadın insanlarla tokalaşmadığında adı gericilik, cahillik oluyor her ne hikmetse..
Ezcümle kadın bugün birçok toplumda hala ifşa edilip, üzerine oyunlar oynan bir meta iken islamiyette en üst seviyelerde muhafaza ediliyor ve aynı şekilde bir erkek tarafından gerek Allahın emaneti olan eş sıfatıyla, gerek ayaklarına cennet serilen bir anne sıfatıyla gerekse “Babasının süsü” sıfatıyla hala başlar üzerinde taşınıyor…